Haftalık özet serisinde yine bu hafta da keyifsiz olaylar var lakin şık konular da mevcut. Konumuz insanlık Vakit kaybetmeden konularımıza girelim.
İzmir’de elektrik akımı
İzmir’de yağmurlu bir günde su kaplamış yoldan geçmeye çalışan iki vatandaşımız elektrik akımına kapıldı ve malesef hayatını kaybetti. O yoldan defalarca geçmişimdir. Görüntüleri izleyince ne kadar değersiz bir hayat yaşadığımızı bir kere daha farkına vardım. Durmadan yarınların hayali ile, istekler arzular ile, plan program ile yaşıyoruz fakat bazen yarınımızın aslında bugünlerden ibaret olduğunu unutuyoruz. Unutmamalı. Olay haberlere çıkınca yine “taraflar” çatışması, sayıp sövmeler aktı gitti. İnsanlar canından oldu ve bunun sebebi “ihmal”. Dikkatsizlik, sorumsuzluk, saygısızlık, vurdumduymazlık ne ararsan var konuda. Ve tüh, yazık oldu, şu suçlu, bu suçlu demekten başka bir şey yine yaşanmayacak gibi duruyor. Umarım yanılırım. Suçluların cezasını çekmesinden daha önemlisi ileriye dönük önlemlerin alınması. Alınır mı? Sanmam. İnsanlık bitmese keşke.
Sokak hayvanları yasası
Sokak hayvanları konusu uzun yıllardır bir “sorun” olarak devam etmekte. Hiçbir şey yapılmadı yıllarca. Sonunda bir yasa çıkardılar ve alelade, çıkardık demek için çıkarılmış, baştan savma bir yasa. Eksikleri çok lakin çıkarılması da bir yerden başlanmasına olanak sağlar diye umuyorum. Aşırı hassas bir kitle var tabi. Hayvanları katletmeyin, katiller, caniler vs… Aralarından çözüm önerisi sunanını, bir adım atanını görmedim. Adım atanlar genelde mama lobisi. Hayvan sevgisi istismarı ile insanların parasını dızlıyorlar. Çok büyük bir sosyal medya linci ya da lobisi yapılmadığı sürece de dızlamaya devam ediyorlar ve edecekler. Çünkü bilmem kimi tanıyorlar 🙂 Mecliste zaten bu konuda fikri olan, bilgisi olan kimse de yok anladığım kadarıyla. Konu sadece hayvan katli başlığında ilerliyor. Sokakta hayvanın sağlık koşullarını konuşan birini göremedim henüz. Herkes vicdan mastürbasyonu ile aç bitir salam fırlatıp hayvan sevgisinden bahsediyor. Bu hayvanın karaciğeri, böbreği bir sıkıntısı oluyor mu, iç kanama geçiriyorlar mı, yollarda araba çarpıyor mu, diğer hayvan grupları ile kavga sonucunda yaralanıyorlar mı, ortalama yaşam süreleri ne olması gerekirken sokaklarda yaşadıkları için ne olmuş kimsenin umrunda değil. İnsanlık ilk çağlardan beri hayvanlarla yaşamasını bildi fakat bu çağda her şeyde olduğu gibi bu konuda da sınıfta kaldı.
Yapılacak şey çok belli aslında ama birinin mama lobisinin çarkına çomak sokacağını sanmam. Bütün belediyelere barınak desteği verilecek. Bu barınaklara devletin veterinerleri atanacak. Bakıcılar yerleştirilecek. Kaliteli mamalar ve vitaminler sağlanacak. Düzenli bakımları yapılacak. İnsanlara sosyal medya ve geleneksel medyada hayvan bakımı ve hayvan sağlığı konusunda düzenli bilgilendirici videolar yayınlanacak. Gerekiyorsa el kitapçıkları basılacak ve dağıtılacak. Sahiplenme koşullarını sağlayanlara teşvikler verilecek. Tüm hayvanlar kayıt altına alınacak ve düzenli olarak takip edilecek. Takiplere takılanlardan hayvanını sokağa atanı, bakımlarını aksatanları tespit edip onlara ciddi cezalar verilecek. Ve kısırlaştırma politikaları ile ciddi bir popülasyon artışının da önüne geçilecek. Önerim budur. Adım atılır mı? Yine sanmam. Üç beş bilmemne paws isimli sosyal medya hırsızlarına peşkeş çekmeye devam. Lütfen keriz olmayın, devlet ve özel barınaklar dışında sosyal medyadan hiçbir yere para falan vermeyin gözünüzü seveyim. Dolandırıcı kaynıyor.
Jetbrains ve bazı uygulamaların pahalılığı
Uzun süredir VS Code kullanıyorum yazılım işlerinde. Oldukça stabil çalışan, bir sürü eklentisi olan, kişiselleştirme özellikleri oldukça yüksek olan bir IDE. Bir dönem Intellij IDEA kullanmıştım ve oldukça beğenmiştim. O zamanlar öğrenciyim tabi, öğrenci kimliğim ile bedava kullanım hakkından faydalanmıştım. Fakat öğrencilik bitti beleşçilik de bitti. Bir süre yıllık satın almıştım fakat sonra VS Code işimi oldukça güzel bir şekilde çözdüğü için ısrarcı olmadım. Tabi doların son durumunun da etkisi çok. Her şeye etkisi çok. Uygulamalarımı Digitalocean‘da barındırıyorum. Eskiden çok cüzi fiyatlara bir sürü kullansam da kullanmasam da droplet açardım fakat şimdi çok lazım değilse açamıyorum. 7-8 dolar civarında aslında pek de pahalı gözükmüyor. Lakin 8 dolar 265 TL an itibari ile. İleride ne olur bilemem. Bir sürü çözüm var 5 dolar 10 dolar kimisi biraz pahalı 30 – 40 dolar. Bir bakayım diyorsun 40 dolar 1323 TL ediyor şu anda. İki üç şeyi denemeye kalksan battın. Dolar kazanmak lazım dolar…
Euro 2024 yarı finalleri ve final
Yarı finaller de önceki aşamalar gibi beni biraz hayal kırıklığına uğratacaktı ki İspanya yardımıma yetişti. Biraz daha dinamik bir futbol oynayan İspanyollar finalde de oldukça önde görünüyor. Umarım bu akşam şanına yakışır bir final izleriz. İngiltere de fena bir kadro ile gelmedi ama oyunları çok heyecanlandırmadı beni henüz. Ronaldo’yu bir kere daha finalde görmek isterdi tabi gönül. Fakat artık Portekiz sanki Ronaldo’yu son bir eğlendirelim tadında davranıyor gibi. Takım içinde buna görünür tepkiler de var lakin Ronaldo her zaman Ronaldo’dur. Gol atamadı bu turnuvada, biraz üzdü. Dediğine göre dünya kupasında da oynayacakmış. İnsanlık son bir Ronaldo Messi düellosuna tanıklık eder mi acaba?
Wimbledon finali
Alcaraz Djokovic finali izleyeceğiz. Djokovic ne kadar daha oynar bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla artık sahne Alcaraz’ın. Federer emekli olduğundan beri bir klas eksiği yaşıyorum izlerken. Arada yırtıcı bazı arkadaşlar çıkıyor sahneye fakat uzun yıllar bu kadar üst seviye oynayabilecek, kaliteyi sunacak, rekabeti yaşatacak biri var mı yeni nesilde emin değilim. Alcaraz’ın karşısına yine bir İsviçre’li beyefendi çıkar mı acaba?
Haftalık özet bu kadar. Özetin çoğu yine bugüne ait. Güzel maçlar izlersem haftayanın yazısına alacağım konuları. Bu arada bugün harika bir gün. 16:00 F1 Britanya GP, 17:00 Alcaraz Djokovic maçı ve 22:00 İspanya İngiltere finali. Üstelik yarın da tatil. Sevgiler saygılar.
No comments